24 Kasım 2008 Pazartesi

Bebekler Doğarken Neden Ağlar???

Lafı dolandırıp sündürmeden, olayın kafanızda bir alt yapısını oluşturmadan direkt konuya gireceğim. Zira zaten zihinlere en azından bir defa da olsa uğramış bir soru bu;

  • Bebekler doğarken neden ağlarlar?
Biliyoruz ki ağlamak, bir sıkıntı üzüntü sonucunda rahatlamak veya rahatsızlığını dile getirmek için herkesin başvurduğu bir yol. Kafanız bir yere çarpar, acısı büyüktür ve istemsiz olarak da olsa ağlamaya başlar, acınızın büyüklüğü ve şiddetini bu yolla dile getirirsiniz. Demek oluyor ki bu doğma işinde bebekler açısından bir rahatsızlık söz konusu.
Biraz da empati ile ve biraz önceki çıkarımımız ışığında bebekler açısından olayların gelişimine bir bakalım:

Kendinizi bir an karanlık bir yerde yatar halde buluyorsunuz öncelikle. Sonra bir bakıyorsunuz ucunun nereye gittiğini kestiremediğiniz bir şey çıkıyor göbeğinizden. Aaaaa!!! o da nesi, o bağdan size yemek memek ne lazımsa geliyor. Yani bir nevi yediğin önünde yemediğin arkanda durumu var. Tek yapmanız gereken keyf içinde yatmak. Arada can sıkıldığında tekme savur sağa sola, sonra keyf yapmaya devam et. Bunlarla birlikte bir taraftan da dışarıdan bir yerlerden sürekli sevgi dolu sözler, anlatılan masallar hikayeler... eee mekan zaten sıcacık, bir de sürekli yatış halindesin, iş yok güç yok, karışan yok, laf eden yok... ekmek elden su gölden varsa yoksa yat uyu, keyfine bak.

İşte hal böyleyken günün birinde yine sağı solu tekmelemece oynarken bir yerden soğuk geldiğini fark ediyorsun. "Nereyi açık bıraktınız kapatın uleynn" diye bir iki tepik daha fazladan atıyorsunuz. Tepikleme fayda etmiyor, üstüne üstlük zarar ziyana sebep oluyor. Bu sefer soğukla birlikte ışık da gelmeye başlamıştır. İşler gittikçe karışır, o kargaşada bir an bir yere doğru çekilmekte olduğunuzu fark edersiniz ve bir anda ne oluyor, ne bitiyor diye olayın şaşkınlığı içinde kalakalırsınız. İşte tam o anda bir tokat hissedersiniz ve anlarsınız ki sizin keyf çattığınız mekanınızdan kapı dışarı edilip, oradaki rahatınızı mumla arayacağınız Dünya denilen yerdesiniz. Haliyle de o tokat sonrasında olaya vakıf olur ve basarsınız çığlığı, başlarsınız zırlamaya, ağlamaya.

Biraz daha etraflıca düşününce, zırlamakta, ağlamakta pek de haksız olmadıklarını söyleyebiliriz, nedersiniz?.. :))