31 Aralık 2007 Pazartesi

Kızıldarililer, Neyin Nesisiniz?? Uzaylı mısınız Yoksa??

Geçenlerde yazdığım "Amerikan Dream" adlı yazımda Amerika'nın keşfedilmesi ve sonrasında Kızılderililerin başına gelenlerden kısmen bahsetmiştim. O yazıya Pınar yorum yapmış ve "Kızılderililer'in Türklerden geldiği söyleniyor, aslı nedir Merak Ettim de" demiş. Ben de şimdi sadece kendi fikrimi, hani etrafta duyup da söyleyeceğim şeyler değil, kuracağım mantıksal bağları söyleyeceğim. Bakalım ne çıkacak (((:
Öncelikle jeolojik, arkeolojik ve bilimum ilgili "-ojik" ekli bilimler Dünyadaki mevcut karaların daha önceden bir birleri ile birleşik olduğu daha sonra ayrılmaya, birbirlerinden uzaklaşmaya başladıklarını söyler. Diğer kıtalardan hemen hemene bağımsız olan Amerikada yaşayan insanların oraya bu ayrılma ile gittiğini var sayarsak o zaman Kızılderililerin milleti konusunda pek de yorum yapamayız.
Kızılderililerin bu karaların ayrılması olayından çok sonraları oraya gelmiş olduklarını düşünürsek, ki bu daha güçlü bir ihtimal, Sibirya'dan Amerikaya geçiş yapmışlardır denilebilir. Kısaca Türklerin ana topraklarından ya da civarından gitmiş olmaları gerekir. Yani mekan olarak Atalarımız aynı mekandan gelmiş demektir ve aynı atalardan gelme ihtimalimiz daha büyük ihtimalle gündeme getirilebilir.
Mekansal analizler bir yana, kültür ve yaşantı ve benzeri konulara gelirsek;
Türkler de (Uygurlar öncesinde) Kızılderililer de göçebe hayatı yaşamış. Hayatları sürekli çadırlarda geçmiş, iki taraf da hayvancılıkla uğraşmış, tarımla pek ilgilenmemişler. Kısaca iki tarafın da hayatı At üstünde geçmiştir.
Gök Tanrı inancı iki tarafta da görülür. Türklerdeki "Şaman" kavramı aynı şekilde, sistemde Kızılderililerde de vardır. İki tarafın da Tanrı inancı çok fazla ve ön plandadır.
İdari konularda da sistem benzerlikleri vardır. Bir tarafta bizim "Şef" olarak isimlendirdiğimiz lider "saltanat" sistemiyle değişir. Türklerde de "Şef" yerine "Hakan" ismi vardır ama işlemiş olan sistem hemen hemene aynıdır.
İki tarafta da gruplanmalar vardır. Türklerde bu gruplara "Boy" denilmiş. Kızılderililerde ie ne denildiğini bilmiyorum ama bu sistem de bire bir onlarda da var.
Erkek çocuk iki tarafta da daha önem verilmiş ve iki tarafta da erkek çocuk kahramanlık yapıncaya kadar isim verilmemiş ya hut yaptığı kahramanlığa göre ismi değiştirilmiştir.
İki tarafta da hayvanlar kutsal sayılmış pek çok hayvanın ayrı bir yeri olmuş. Gerekmediği sürece asla hayvanlara zarar verilmemiş, yer yer hayvanları efsanelerde önemli vazifelerle konu etmişlerdir.
Son olarak da dış görünüşleri her ne kadar aynı gibi olmasa da Kızılderililer de Türkler de çok benzer yüz yapılarına, ten rengine sahiptirler.
Ha bir ekleme daha ;
Tarih tekerrürden ibarettir. Avrupalılar yeni bir yaşam alanı bulmuş, gemilerlerlerle bu yeni yaşam alanına geçiş yapmışlardır. Afrikalılar da köle olarak buraya yerleştirilmişlerdir. Günümüzde Amerikan dediğimiz herkes çoğunlukla ya Avrupa ya da Afrikaya uzanan bir soydan gelmiştir. Bu bağlamda belki de "Yeni bir yaşam alanı bulan TÜRKLER" Sibirya'nın Kuzey-Doğusu'ndan Amerikaya geçiş yapmışlar ve oranın yerlisi olmuşlardır ya da orada (belki) bulunan yerli bir halkla karışıp bu gün ki "Kızılderililer" meydana gelmiştir.
Bunu bilemiyoruz. Ama saçma da gelmiyor. Çinliler için Türk mü? denilse saçma gelir zira tarihin başından beri bilinen bir ırk onlar, ama Kızılderililer'in Amerikanın keşfinden önce Dünyanın bildiği bir ırk mı yoksa bilmediğimiz bir ırk mı olduğunu bilemiyoruz, haliyle de "Türk" olabilecekleri ihtimali mantıklı gelebiliyor.
Ama belki de Uzaylıdırlar da çaktırmıyorlardır. Hatta o sebeple Amerikada bol bol U.F.O. görülüyordur(!) yol üstü ne de olsa :P
Benim bildiklerim, düşündüklerim fikirlerim bunlar. Tamamen kişisel ve sadece benim kafamdaki mantığıma dayanan şeyler. Ha bilimesel kesinliği olan yazılar okumak isterseniz tabi ki öncelikle Google amcaya başvurabilirsiniz. Ayrıca da Merve'nin yazdığı ayrıntılı yazıyı okuyabilirsiniz. (((:

10 yorum:

Gui.. dedi ki...

kızılderililerin orta asyadan çıktığı bir gerçek. ve ömerin de yazısında link verdiği gibi, benim bu konudaki yazımda tuva türkleriyle olan bağlantıları ve tuva türklerinin kim olduğu yazıyor. kızılderililer türk mü? evet. ama türklerin birçok boydan oluştuğunu unutmamak gerek. yani biz anadolu türkleriyle değil, tuva türkleriyle akrabalar ve dna'ları %70 oranında benzerlik gösteriyor. bu bilimsel araştırma sonucunu bi ara en azından link vererek göstericem. boylar farklı olabilir ama hepimiz türküz işte, uzaktan da olsa akrabalığımız var yani:) (bu mesaj pınar için yazılmıştır)

cigarette smoking man dedi ki...

herşeyden önce bir konuya değinmek istiyorum ki bu konu benim uzmanlık alanıma girmektedir.

ben jeoloji müh. okuyorum herne kadar hala okulunu bitirememiş ve 6 senesini okuyan birisi olsamda tarihsel jeoloji, paleontoloji ve stratigrafi ilkeleri gibi bu konu ile ilgili dersleri üstün başarıyla geçmiş birisiyim ve hocamızın tarihinde bir ilkim (benden önce herkes max. 65 le geçebilmiştir ki ben aşmış oluyorum geçme notlarımla).

ömer dünyanın levha tektoniğinden bahsetmiş ki kendisinin anlatmak istediği olay pangea (süper kıta) oluşumu ve parçalanmasıdır. fakat en önemli etken eskiden (ve hala) kıtaların sürekli olarak yer değiştirmesidir ve bugünkü amerika kıtası (kuzey ve güney ayrıca başka kara parçaları) lavrensiya olarak türkçeye çevirebileceğimiz bir şekilde isimlendirilmiştir. lavrensiya kıtasının en önemli bölümü ise bugünkü kuzay amerika kıtasını kapsayan kanada kalkanıdır. bahsettiğim dönemlerde dünya üzerinde yaşayan bir varlık (kıtalar üzerinde) yoktu. daha sonra dünya yavaş yavaş bugünkü haline yaklaşmaya başlayarak (250 milyon yıl öncesi) denizlerde ilk organizmalar atmosfer tabakasının olmaması ve yüksek sıcaklık (güneş) ve hava olayları (yıldırım) gibi etkenlerle denizel ortamlarda ilk aminoasitlerin (canlıların yapıtaşı) meydana gelmesiyle denizel bir yaşam oluşmuştur. daha sonra (250 milyon yıl önce) ilk büyük feleket yaşanarak canlılar yok olmuş ve tekrar yeni bir hayat oluşmuştur.

şimdi elimizde olanlarla yetindiğimizde kıtaların ilk insanın ortaya çıkması döneminde bugünkü haline yakın olduğu bilinmektedir.

demekki insanların hayatını ve sosyal yaşantısını etkeleyecek bir levha tektoniği gerçekleşmemiştir. dolayısıyla yazının başında bahsettiğin olaylarla canlıların (insan) yaşantısına bir etkisi olmamıştır.

bu konuda uzman olan (paleontoloji - stratigrafi ilkeleri - tarihsel jeoloji) saygıdeğer hocam prof. dr. sefer örçen (http://pakildas.blogspot.com) blogunda ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz ki kendisi ilk insanlar hakkında ilgili birisidir. kendisine yönelteceğim sorularla sizi bu knuda yeteri kadar aydınlatabilir. ilk canlılar hakkında bilgi edinebilmek için adı türkiye fosiller diye geçsede benim bitirme projem olan sanal fosil müzesini ziyaret edebilirsiniz. (http://www.turkiyefosilleri.com) ve zaman dönemleri için www.google.com adresinden jeolojik zaman cetvelini inceleyebilirsiniz.

gelelim türklerle kızılderililer arasındaki ilişkiye ki sen hepsini basit bir biçimde açıklamışsın (sosyal yaşam - dini görüş - anatomik benzerlik) senin açıklamaların benzer kültürlere sahip olduğumuzu basitçe açıklıyor.

^^w^^קรเк๏קคt^^w^^ dedi ki...

evet çok güzel tespitler.şahsımca baya mantıklı buldum.
gerçi öyle olmasının ne bize nede onlara bi faydası yok ya neyse :D
acaba kızılderili kültürünü devam ettirsek benim adım ne olurdu .
hımmm.
gökyüzünde yalnız uçan keskin bakışlı psikopat kartal :P


dumanla iletişim istiyoruz :)

inehk dedi ki...

afferim size gençler.. ohh be.. yaşasın bilimsel gerçekler.. kahrolsun tahminizm.. bu tahminizmi de ben uydurdum.. ama güzel oldu.. farklı vs.. belki de biri benden önce uydurmuştur hay Allah..

Pınar Altuntaş dedi ki...

Teşekkürler Omar.

Pınar Altuntaş dedi ki...

Ve teşekkürler Volkan...

Adsız dedi ki...

Umarim beklemedigin kadar bereketli ve güzel bir yil gecirirsin kardeşim site çok şeker olmuş
Sevgiler

Pınar Altuntaş dedi ki...

" bu arada sayfanın teması renkleri yani her bişeyi çok çok çok güzel oldu Ömer yaa! valla ellerine sağlık ..."

Ömer dedi ki...

eheeh ne demek pınar sen sağol asıl ((: ayrıca fena mı işte canın sıkıldıkça girer bakarsın gözün gönlün açılır :P

Pınar Altuntaş dedi ki...

Ben sürekli gelip bakıyorum ne yapıyon diye canım benim.