6 Ocak 2008 Pazar

Amerika'daki Esmerlik Hakkında Tespitler (!)

Ömer'in anlattığı Kızılderili hikayesi ve Amerika'nın keşfi zamanındaki ehemmiyetli mevzuları okudum. Çok hoşuma gitti. Açıkçası İngiliz ve benzeri diğer batılıların en asil(!) duygularla bu kıtaya gidişi, onlara bilimselliği, deneylerde bu denli aktif roller vererek tanıtmaları ve kendilerini bu geldikleri kıtada evlerinde hissettirecek kadar sevdirmeleri bizim gibi barbar (!) bir ırkın anlayabileceği kadar basit şeyler değildi. İşte Ömer'in bu satırlarını okurken duygulanmamak, hislenmemek, göz yaşlarını tutmak çok zordu.

Biz Türkler olarak o kadar da yakın olmadığımız bu Amerika kıtası hakkında çok fazla şey bilmediğimizi düşünüyorum. Bu yüzden Merak Ettim de ekibinin bir üyesi olarak merak ettim ve Peru'dan Jose adlı [Hoze diye okuyabilirseniz daha makbule geçer] pek saygıdeğer kardeşimden beni bu konuda bilgilendirmesi için rica ettim. Emesen oturumlarımızda çok koyu çetler yaptık kendisiyle. Bu konuda da sizi, aldığım süper bilgilerden birkaçıyla bilgilendirmek istedim. Elbette bu yazı esnasında okuyacaklarınız kulaktan dolma bilgiler olup orada yaşayan bir elemanın tarih bilgisiyle ve benim anlayabildiğim İngilizcemle sınırlıdır. Bundan sonraki satırları okurken sıkılırsanız kusura bakmayın.


Amerigo Vespucci ve Kristof Kolomb biraderlerin hikayesini üç aşağı beş yukarı herkes bildiği için bununla vaktinizi almayacağım. Yalnız kendileri Portekizlilerin ve İspanyolların hizmetinde denizcilik yaparak Amerika'ya ulaşmışlar ve Güney Amerika'daki ekseriyet, İspanyol ve Portekiz kültürünün hakimiyetine girmiş. Benzer şekilde de kuzeyde İngiliz egemenliğini görürüz. Tam bu noktada küçük bir fark göze çarpar. Kuzeye medeniyet getiren(!) İngiliz ve diğer Avrupalı göçmenler; evlerini, ailelerini, tası tarağı toplayıp hepsini yanlarına alarak bu kıtaya ayak basmışlar. Dolayısıyla Kızılderililerle olan ilişkileri hep seviyeli olmuş(!). Yani kısaca kadın erkek demeden katledilen insanların ardında çok bir şey kalmamış.

Halbuki İspanyollar ve Portekizliler ailelerini arkalarında bırakıp gelmişler [Aile derken evet, gelenler erkek ve arkada kalanlar da onların eşleri oluyor]. E tabii deniz yolculukları öyle hızlı ve istenildiği zaman olmuyor o zamanlar. Dolayısıyla güneyin yerlileri ile İspanyollar ve Portekizliler arasında daha bir yakınlık peyda olmuş. Zaten ben eskiden İspanyolların hepsini esmer falan sanırdım, halbuki bu "Latin esmerliği" İspanyollardan değil, Amerikan yerlilerinden kaynalanıyormuş. Demek ki İspanyollarla İngilizlerin farkı bu olmuş. Kuzeyde herkese kıyılmış, güneyde ise genelde erkeklerine kıymışlar, hanımlarını da (Duman'ın yaptığı gibi) kendilerine saklamışlar.

Bu "medeniyet götürme" projesi kapsamında en temiz iş tümden kıyım yapan İngilizler tarafından olmuş. Bundan dolayı da çalkantılı dönemleri en hızlı geçenler Kuzey Amerika'dakiler tabii. Lâkin güneydekiler çok uğraşmışlar. Direnişler falan... İşin ilginç yanı İspanya krallığından ayrılmak için de çok savaş verilmiş. Bunun yanında bu kıtaya İtalyanlar da gelmiş ve Arjantin dolaylarında kendilerine yer edinmeye (!) çalışmışlar. Hem bu yeni gelen İtalyanlara hem de İspanyollara yer yetmemiş olacak ki, Arjantin'de, Güney Amerika'nın gördüğü en büyük katliamlar yapılmış. Burdan da bir sonuç çıkarmam gerekirse Arjantinliler o kadar da esmer değillerdir.

Düz mantık gibi oldu ama gerçekten de şahsen tanıdığım tüm Arjantinliler sarışındı. Maradona hariç.

0 yorum: