12 Ocak 2008 Cumartesi

Kopya Çekmek mi?? Haşşaaaaa!!!

Daha önceden bir kaç yerde bundan yıllar yıllar önce Çankırı da Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde okumuş olduğumdan bahsetmiştim, bilenler bilir. Her neyse, gayet güzel ve her saniyesinde ilginç bir hikaye yaşanan 3 yıl geçirmiştim orada. Öyle bir şey ki sanki yapılan o sınavda (LGS, OKS yerine o sene O.Ö.S.S. gibi bir şey deniliyordu) bilgi ölçerken “atraksiyon” potansiyeli yüksek olanları özellikle seçmişlerdi. Hatta onlardan bizim okula girenlerinde geyik potansiyeli hat safhada olanları da bizim sınıfa toplamışlardı. Zaten yurtta kaldığımız için erkekler olarak hemen hemene 24 saatimiz beraber geçtiği için mevcut geyik ve muziplik potansiyelimiz katlanarak artıyordu. Ancak geyik bir yana birbirimize destek konusu çok daha öne çıkan bir husustu. Eeee destek iyi günde, kötü günde ve tabi ki “Sınavlarda” da üst düzeydeydi. Ancak hocaların bu desteği “Çirkin bir şey” olarak görmesi her zaman bizi üzen bir durum olmuştu. Hatta inanmazsınız bu desteği “kopya” olarak algılayan hocalarımız bile vardı, evet evet kopya olarak görüyordu bazı hocalar. Bakın bir örnek olay anlatayım siz de göreceksiniz ki bizim yaptıklarımız tamamen kopyadan başka bir şeydi...

Lisedeki 3 yıl boyunca (1 - 2 istisna hariç) en çok destek ihtiyacını duyduğumuz dersimiz İngilizceydi. Her ne kadar Fen Lisesi de olsak en yüksek ders saati ingilizcenindi. Lise 2 deydik ve ingilizcede son sınav gelmişti. Sınav test olacaktı. Sınıftaki arkadaşlardan birinin ingilizcesi çok iyidi, geri kalanların büyük kısmının ise uzmanlık alanı farklı konulardı, ingilizce konusuda uzmanlık dışında kalıyordu. Eee son sınav, çoğumuzun yüksek notla geçebilmesi için iyi bir not alması gerekiyor. Tabi durum böyle olunca acil destek çalışmalarına girişmek gerekliliği ortaya çıktı. Bir süre düşünüp ve fikir paylaşımı yaptıktan sonra ilgili çalışmalara giriştik. Bu destek çalışmaları kapsamında bir kalem kutusuna sığabilecek büyüklükte üzerinde ufak bir mikrofon sistemi olan radyo vericisi yapıp kalem kutusuna koyuldu. Sınav sırasında bu kalem kutusu ingilizcesi iyi olan arkadaşın (DataBase'in :P) önüne koyuldu, o sınavda cevapları hafif fısıltıyla kalem kutusuna (vericideki ses alıcı kısıma) söyleyecekti, biz de "walkman" lerimizi vericinin frekansa ayarladık, kulaklıklarını da ceketlerin koluna sokup sakladık. Sınavın son 10 dk. sında arkadaş cevapları vermeye bizde kafamızı elimize dayayıp çaktırmadan cevapları radyodan dinleyerek almaya başladık. Tabi dikkat çekmemek için herkese 2 şer sayı verildi o numaralı soruları yanlış yapcaktı özellikle, zira hoca herkesin aynı puanı almasından kıllanabilirdi. Sonuçta destek çabaları sonuç verdi herkes sadece 2 yanlış yapıp 90 aldı ortalamalarımız da çok keyif verici oldu, ayrıca da bu olay mükemmel bir eğlence oldu bize. :P (((:

Şimdi, elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, bu yaptığımızın neresi "kopya", kim diyebilir ki bu yaptığımız kopya çekmek. Sorarım size bu çaba, emek, uğraş, organizasyon, fikir ve destek çalışmasına kopya demek insafsızlık olmaz mı??? Yanlış mıyım?? Bu yaptığımız kopyadan apayrı bir şey değil mi ama??? (((((:

Not: Bu yaptığımızdan hiç bir hocanın haberdar olmamış olması, falso vermeden temiz bir şekilde işin içinden çıkmış olmamız sebebiyle bu yaptığımıza hocalardan kopya çekmek diyen olmadı, olamadı, ama haberdar olsalardı kesinlikle bu çabaya çamur atıp(!) kopya derlerdi :P :P

12 yorum:

çii dedi ki...

walla kimse kopya diyemez bu emeğe yaa (=
gerçekten baya farklı uzmanlık alanları varmış sınıftakilerin...
kopya çekmek için radyo vericisi yapmak kimden çıktı acaba bu orjinal fikir :P

Ömer dedi ki...

O fikir Fatih isminde şu an İnşaat Müh. liği yapan bir arkadaşa aitti. Dayısından belki lazım olur diye devre şemasını getirmiş bir ara sonra fikir fikri açtı, çaktırmadan konuşabilsek dedik, ee cep telefonunun büyüklerde tek tük olduğu zamanlardı :P haliyle de kendi işimizi kendimiz görüp Fatih'in verici fikrinde karar kıldık...
Bu kadar kasmanın gereği var mıydı? Kesinlikle vardı, hocaların psikopatlıklarını da başka bir zaman anlatırım o zaman daha açık olur her şey :P:P:P

Unknown dedi ki...

kopya mı, yok artık :))

...Aslı Cadısı... dedi ki...

Buna kopya diyen çarpılır valla mübarekler sınav değil sanki james bond filmi gibiymişiniz:)

Unknown dedi ki...

Merak ettim de bir uğradım (:

cigarette smoking man dedi ki...

ben kopya muamelesine karşı bir insanım. bir kere kopya çekmek fikir hırsızlığı değil bir sanattır çünkü herkes kopya çekemez. belli bir birikim gerekli ve belli konularda uzman olmak gerekir.

mesela çok profesyonelce yalan söyleyebilmeli ve soğuk kanlı olmanız gerekir siz çalışma yaparken hoca baktığında normal işleminize devam etmeniz gereklidir en ufak bir teredütte hop yakalarlar.

önerilerim;
sınavdan önce kantinde dönen geyiklerde hocalar varken fake kopyanızı hazırlayın ve sınava girerken bunu sizden isteyeceklerdir bu şekilde siz üstünüzdeki gözleri kaldırmış olabilirsiniz ve orjinal hatırlatma kağıdınızla sınav yaşantısına devam edebilirsiniz.

stickman dedi ki...

hangi örgüttensiniz ya siz, söyle! amatör işine benzemiyo bu, emekli komutan filan mısınız hepiniz, eski mafya mısınız nesiniz ya :) hangi gizli birliklerde görev aldınız. naptınız abi bana böyle. apıştım kaldım.

wolkanca dedi ki...

bende bayaağ merak ettim uğradım ayrıca mesajınızı aldım teşk ederim, bakın bakalım nasıl olmuş site :)

wolkanca dedi ki...

@omar teşk ederim en kısa zamanda dediğiniz sanatçıyı bloga yazıcam

Ömer dedi ki...

Stick, ya normal bir eğitim, öğretim hayatı yaşatmış olsalardı hocalarımız bizde gayet normal, küşük kağıtlara yazılmış hatırlatma notlarından ya da ne bileyim klasik sınavlardaki yardımlaşma yöntemlerine başvururduk. Şöyle düşün Fen Liselerine hocalarda öğrenciler gibi sınava girip geliyorlardı ve sanırım yeterli derecede psikopat olmayan o sınavı geçemiyordu, haliyle de bizim eğitim - öğretim sürecimiz psikopat hocaların ışığında geçmişti. Sonuç işte yukarıda (((:

1 dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
1 dedi ki...

Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı 

tus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
 bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini  maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına  saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçukbiricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesi moderatörlerinin ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekilleri ,ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse bunlar ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
 seffaf olmasi gereken kurumların  kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?