17 Ağustos 2007 Cuma

Senede Bir Kez Hatırlamak ve Hatırlanmak...

Denir ki;
"Allah ölümü önce "TAŞ"lara vermiş, ancak taşlar ölenlerin ardından yıllarca ağlamış yas tutmuş. Daha sonra Allah ölümü "DAĞ"lara vermiş, dağlarda yıllarca yas tutmuş, ağlamış ölenleri için. Son olarak Allah ölümü onlardan da alıp "İNSAN"lara vermiş. Başlangıçta insanlarda ağlamış yas tutmuş ama bir süre sonra herkes kendi hayatıyla kendi keyfiyle meşgul olmuş her kes unutmuş gitmiş ölenlerini..."
Bu gün benim doğum günüm!!! (: 1984 yılından beri bu dünyada ikamet etmekteyim...Daha da önemli kılan bu günü, benim yada bi başkasının doğmuş olması değil de 17 Ağustos 1949 yılında Bingöl çevresinde ve "Tam 50 Yıl" sonra aynı gün de 17 Ağustos 1999 da bu kez İzmit ve çevresinde kaybettiğimiz "On Binlerce" insanın ölümünün Yıl Dönümü olması... Her Afette olduğu gibi hazırlıksız yakalanmamız, kayıplar, hatalar... bunları her radyo televizyon ve gazetede hatta bloglarda okuyacaksınız yada okudunuz. Bence işin vahim yanı, ki bu sadece bu olaya has değil, 30.000(resmi kayıtlar böyle ama kayıplar eminim çok daha fazladır) kişinin çok büyük bir afette kaybedilmesi ve bunu şimdilik senede 1 kez hafiften bir yas havasında anıyor olmamız.(Dahada acısı bu yas havasının şiddeti giderek azalıyor ve görünen o ki yakın bir zamana sadece haberlerdeki ara başlık halinde sanki Afrika'da bir alakasız bir yerde olan bir olaymış gibi anılacak. Umarım kötümserimdir bu konuda da gerçekler daha iyimser bir halde gelişir...)
"Doğum Günü" kavramına küçüklükten beri ısınamamış kafamda soru işaretleri var ken bir de üzerine Biri "Unutulmuş" ve bir diğeri ise unutulmaya yüz tutan iki depremin de doğduğum güne denk gelmesi her sene bu sorularımı iyiden iyiye artırır oldu. Küçüklükten beri anlayamadığım bir olayı, bir mutluluğu yada üzüntüyü "Doğum Günü", "Yıl Dönümü" gibi kavramlar olmadan niye hatırlayamıyoruz, niye illa bu kavramlara ihtiyaç duyuyoruz???
Günlük hayatımda sürekli görüştüğüm yada cidden çok iyi bir dostluğumun olduğu insanlara değil bu merakım, zira onlarla her gün bir şeyler paylaşıyoruz. Bu merakımın kaynağı, bütün bir yıl boyunca aramayıp, görüşmeyip, hal hatır sormayan kişilerin "Doğum Günümü" hatırlayarak(ki bu telefona hatırlatma notu yazmak ve günü geldiğinde hatırlatmasını beklemek kadar kolay bir şey artık) bu vesile ile hal hatır sorması beni önemsediğini göstermesi...Buda güzel hatırlanmak bu sebeple de olsa ama neden hep eşinizi "sevdiğinizi" söylemek "jest" yapmak için "Evlilik Yıl Dönümü"nüzü beklersinizde her hangi bir gün de bunu yapmazsınız??? Ya da bir arkadaşımıza "Doğum Günü" sebebiyle gider bir hediye alır ya da "İyi ki Varsın" gibi cümleler söyler, her hangi bir gün durup dururken normal bir arkadaşımıza "ya iyki varsın" ya da benzeri bir mesaj atmayız, atanada "ne bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü" gibi laflar sarfederiz??? Neden illa "Huzur Evlerine" ziyaret için bayramarı bekleriz??? Bu dediklerimin kimisini yapıyor kimisini es geçiyorum bende ama neden illa güzel bir şeyler yapmak için hep bir "kılıf" bulmaya çalışıyoruz cidden çok "MERAK EDİYORUM"...(:

4 yorum:

Adsız dedi ki...

merak etmemek lazım...( yaradan hayırlı uzun ömürler nasib etsin)

Ömer dedi ki...

(: (: (: aminnn...

çii dedi ki...

belki mantıksal bi neden arıyoruzdur yaptıklarımıza...
içimden geldi demek zor geliyodur...

Adsız dedi ki...

insan kelimesinin kökü nisyandan gelir ve bu da unutmak anlamına geliyor...insanız hepimiz unutabiliriz, şu kısa hayatta bir günlüğüne bile olsa hatırlanmak güzel bir şey bence bu kadar karamsar olmamak gerekir...